Parkinson, Alzheimer, ALS ve Huntington hastalığı üzere nörodejeneratif hastalıkların, sadece fizikî yetileri olumsuz etkilemediğini belirten uzmanlar, lisan, irtibat ve yutma hünerlerinin de etkilenebildiğini söylüyor.
Dil ve konuşma terapistlerinin bu süreçte kritik bir rol üstlendiğini aktaran Uzman Lisan ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “Amaç, bireyin bağımsızlığını ve hayat kalitesini mümkün olan en uzun mühlet boyunca korumaktır.” dedi. Terapistlerin, alternatif bağlantı sistemleri ve ses terapisiyle hastaların toplumsal hayattan kopmasını önlerken, yutma zahmeti (disfaji) yaşayan bireyler için inançlı beslenme stratejileri geliştirdiklerini lisana getiren Anuş Tahmincioğlu, bilhassa erken müdahalenin, bağlantı ve yutma yetilerini müdafaada büyük bir avantaj sağladığına vurgu yaptı.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Lisan ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, nörodejeneratif hastalıklarda lisan ve konuşma terapistlerinin hastalar için ehemmiyetinden bahsetti.
Dil ve konuşma terapistleri hastaların ömürlerinde kritik bir rol oynuyor
Nörodejeneratif hastalıkların, bireylerin ömür kalitesini derinden etkileyen, ilerleyici bir seyir gösteren rahatsızlıklar olarak dikkat çektiğini söz eden Uzman Lisan ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, “Parkinson, Alzheimer, ALS ve Huntington hastalığı üzere bu kümeye dahil olan hastalıklar, bireylerin yalnızca fizikî yetilerini değil, birebir vakitte lisan, bağlantı ve yutma maharetlerini de tesirler. Bu noktada lisan ve konuşma terapistleri (DKT), hastaların ömürlerinde kritik bir rol oynar.” dedi.
Dil ve konuşma terapistlerinin, nörodejeneratif hastalıklardan etkilenen bireylerin lisan, konuşma, ses ve yutma problemlerini kıymetlendirerek bu meselelere yönelik şahsileştirilmiş müdahaleler geliştirdiklerini aktaran Anuş Tahmincioğlu, “Amaç, hastalığın ilerlemesini durdurmak olmasa da bireyin bağımsızlığını ve hayat kalitesini mümkün olan en uzun müddet boyunca korumaktır.” açıklamasını yaptı.
Terapistler, alternatif irtibat teknikleri ile hastaları destekler…
Nörodejeneratif hastalıkların, bireyin kanılarını tabir etme yeteneklerini de kısıtlayabileceğine vurgu yapan Anuş Tahmincioğlu, “Terapistler, irtibatta meydana gelen bu bozukluklara yönelik idmanlar ve alternatif irtibat sistemleri ile hastaları takviyeler. Bilhassa Parkinson hastalarında yaygın olan ses kısıklığı ve monoton konuşma problemleri, bireyin toplumsal hayattan kopmasına neden olabilir. Ses terapisi ile bu meseleler hafifletilebilir.” dedi.
Disfaji, yani yutma zahmetinin, nörodejeneratif hastalıklarda sıklıkla görüldüğünü ve hayati risk taşıdığını lisana getiren Tahmincioğlu, “Terapistler, yutma hünerlerini güzelleştirici teknikler, diyet değişiklikleri ile bireylerin beslenme ve sıvı alımını inançlı hale getirir. Bu sayede mümkün olan en uzun müddet boyunca bireylerin beslenmelerinin oral yolla olmasına dayanak olurlar.” formunda konuştu.
Erken müdahale bireyin bağlantı ve yutma yetilerini uzun müddet muhafazasına yardımcı olur!
Erken müdahalenin, terapinin aktifliğini arttırdığına dikkat çeken Uzman Lisan ve Konuşma Terapisti Anuş Tahmincioğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Terapistler, hastalığın birinci belirtileri ile birlikte bireylere ve ailelerine rehberlik ederek uzun vadeli bir yol haritası sunar. Örneğin, Parkinson hastalığı tanısı konulan bir bireyde erken devirde başlatılan ses terapisi, hastanın toplumsal hayatta daha uzun müddet faal kalmasına imkan tanır. Misal formda, disfaji riski olan bir ALS hastasında erken evrede uygulanan yutma teknikleri, aspirasyon riskini azaltarak bireyin beslenme güvenliğini sağlar. Erken evrelerde başlatılan terapi, bireyin irtibat ve yutma yetilerini daha uzun mühlet müdafaasına yardımcı olur.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
